11 Mayıs 2013 Cumartesi

Bath and Body Works Alışverişim


Ben bu tatlı mı tatlı markayla amerikada iken tanışmıştım, The Body Shop gibi marka. Çeşit çeşit duş jelleri, kremleri, vücut spreyleri, parfümleri, aromaterapi ürünleri, sıvı sabunları ve mumları var.
Meyveli, çiçeksi, tatlı, odunsu, vanilyalı kısaca her tarz için mis gibi kokuları var. Body shoptan farklı olarak bence kokularının kalıcılığı çok daha fazla. 
Bu markanın mağazası İstanbul ve Antalyada da açılmış ama bildiğim kadarıyla fiyatları amerika fiyatlarının neredeyse 2 katı. İndirimlerinde tekrar almayı düşünüyorum, ürünleri zaten o kadar güzel kokuyor ki birşey almadan çıkmak imkansız. 
Cherry Blossom serisinden vücut spreyi ve kremi bahar ve yaz ayları için çok uygun. Kiraz çiçeği kokusundan hoşlanıyorsanız, seveceğinizden eminim. Ferah çiçeksi bir koku, üstelik kalıcı.
Bu markanın genelde Warm Vanilla Sugar ve Twilight Woods serisi çok tutuluyor, bu seriler şekerli vanilyalı ve odunsu, biraz daha kış için uygunlar bence.
Cherry Blossom, Moonlight Path ve Paris Amour serileri daha sakin ama gene de ben buradayım deyip kendini hissettiren kokular. Tabii bunların yanında neredeyse her meyvenin kokusunu da yapmışlar, meyveli koku sevenler ayrıca bayılacaktır. 
Bu markanın Türkiyede daha çok şube açmasını dilemekten başka birşey yok. 

Gratis Alışverişim



Gratis zaten poşetinde mesajı vermiş, 'Şımart Kendini'. Meğer anneler günü dolayısıyla Gratiste indirim varmış, fırsat bu fırsat deyip gene hiç aklımda olmayan ihtiyacım da olmayan şeyleri aldım. 2 tane The Balm marka lipstick, Benri kare pamuk, Giovanni Normal saçlar için şampuan, bir de kasada 75 kuruşa almaz mısın deyince elbette hayır diyemediğim diş fırçası kabı. 
The Balm ürünlerini zaten çok sevdiğim için lipsticklerini merak ettim, daha önce kullanmadım. %50 indirimle tanesi 9TLye aldım.
Kare pamuklarını daha önceden kullanmıştım ve çok memnun kaldım. Yuvarlak top şeklindeki ve kalıp şeklindeki pamukların ufak ipleri göz makyajımı silerken gözümün içine girdiği için artık kare ve iplikleri uçuş uçuşolmayan pamukları kullanıyorum, bu pamuk da çok iyi öneririm. İndirimle 2 TL.
Giovanni şampuan sülfat içermiyor, doğal bir şampuan. Bununla ilgili internette iyi yorumlar okumuştum. Hacimlendirici, arındırıcısı ve normal saçlar için olan çeşidinden ben normal saçlar için olanı aldım.%40 indirimle 9TL.
Bir de pek methedilen Maybelline Color Tattoo Farı (gri) aldım. Hatta hemen bugün denedim, gerçekten kalıcı ve sürülmesi çok pratik, beğendim.
İndirim yarın (12 mayıs) bitiyormuş, indirimlere bakmanızı öneririm.

Yüz Temizleme Rutinim

Yüz temizliğim için uzun zaman boyunca çok değişik ürünler kullandım. Dr Murad'ın eczanelerde rüzgar gibi estiği zamanlar, hem fiyatı yüksek olduğu için hem de eczanede satıldığı için iyidir diyerek aldım ama o fiyatı karşılığı olacak bir performans göremedim.Sonra bu madem pahalısından bir fayda göremedim o zaman ucuz Drugstore ürünü kullanayım dedim ve neutrogena kullandım ama o da cildimi oldukça kuruttu. Sonra avene ve la roche posay'ın temizleyici jellerini kullandım ama ben cildimi derinlemesine temizlemeyi sevdiğim için bana uymayan yağlı ciltler için olan serilerini kullandım, haliyle cildimi kuruttu. Şimdiki aklımla alsam hassas ciltler için olanını alırım. 
Bütün bu denemelerin sonunda Dermalogica ürünlerini deneyeyim istedim ve sonunda aradığım cilt temizliği ürünlerini buldum. Öncesinde zaten Bioderma Sensibio yüz/göz temizleme suyunu keşfetmiştim ve ondan da memnundum. 


Sabahları genelde sadece yüzümü suyla yıkıyorum ve eğer üşenmezsem Bioderma ile yüzümü tonik niyetine siliyorum. Sonra da nemlendiriyorum.
Akşam işten gelir gelmez uyumayı beklemeden yüzümü temizliyorum, makyaj yüzümde ne kadar az kalırsa o kadar iyi.. 
Dermalogica Precleanse: bu bir cilt temizleme yağı, aslında yüzüme yağ sürme fikri bana çok ters  geliyordu. Ama bu tarz yağlar BB kremleri temizlemek için ideal, ben de neredeyse hergün Missha BB kremi kullandığım için çok övülen Demalogica Preclense'i denemek istedim. Daha önce Misshanın bir yüz temizleme yağını kullanmıştım ve onu çok sevmiştim, zaten yağa karşı olan önyargım onunla kırılmıştı. 
Gelelim kullanımına: Bir çay kaşığı kadar yağı parmaklarımın ucuyla tüm yüzüme masaj yaparak sürüyorum, eğer göz makyajım varsa gözüme, kirpiklerime de sürüyorum.  Sonra elimi hafif suyla ıslatıp tekrar yüzüme masaj yapıyorum. O yağ suyla buluşunca ciltten makyajı söküyor ve akıtıyor. Ardından yüzümü yıkıyorum. Makyaj yapmadığım veya Missha BB kremini sürmediğim günlerde bu yağı kullanmıyorum.

Dermalogica Special Cleansing Gel: Makyaj yapmadığım günlerde cildimi bunumla temizliyorum. Çok hafif yapılı bir jel, deli gibi köpürmeden, çok nazikçe cildimi kurutmadan temizliyor, ferah bir kokusu var. Temizliyor, kurutmuyor, daha ne yapsın?

Dermalogica Daily Microfoliant: Bu işte beni çok şaşırtan bir peeling. Aslında günlük kullanım için satılıyor ama ben 3 günde bir kullanıyorum. Un gibi bir yapısı var, 1 çay kaşığı dolusu kadarını avucumun içine döküyorum, 3-4 damla su ile karıştırınca neredeyse köpük haline gelip, içindeki parçacıklar eriyor. O köpüksü/ hafif partiküllü yapıyı yüzüme sürüp cildime aşağıdan yukarıya doğru masaj yaparak sürüyorum. Cildi yıpratmadan peeling yapmanın tek yolu bu ürün sanırım. Sonra suyla yüzümü yıkıyorum, cildimde pürüzsüz ve porselen gibi bir etki bırakıyor. 
Bir de ben bu peeling tozunu, birkaç damla Dermalogica Precleanse ile karıştırıp dudaklarıma peeling yapmak için de kullanıyorum. bu öneriyi Dermalogica'nın twitter hesabında okumuştum.
Bu peelingin tek olumsuz tarafı şu: şişesinin ucu biraz açık olduğu için tozu elinize dökerken dikkatle olmanız gerekiyor, yoksa oldukça fazla ürün birden elinize boşalabilir. 

Bioderma Sensibio H2O: Bu su görünümlü tatlı temizleyiciyi sabahları tonik olarak, akşamları da tüm cilt temizliği ürünlerini kullandıktan sonra eğer gözümde hala biraz makyaj kalıntısı kalmışsa kullanıyorum. Hatta bazen sadece kirpik diplerimde kalıntı kalmış oluyor, bir kulak çubuğa birkaç damla dökerek, sadece kirpik diplerini siliyorum.
Dermalogica ürünleri ile ilgili diyebileceğim tek negatif şey, Türkiyedeki satış fiyatının yüksek oluşu. Artıları ise çok fazla; gerçekten çok kaliteli ve cildimi zedelemeden/kurutmadan çok iyi temizliyor. Bu seriyi  kullandığımdan beri siyah noktalarım azaldı, gözeneklerim sıkılaştı. eskiden arada bir nedensizce çıkan birkaç sivilce olurdu, o da artık olmuyor. Özellikle yağı ve peeling'ini denemenizi tavsiye ederim.
Bioderma Sensibio H2O ise 1+1 kampanyaları, pratikçe yüz ve gözü temizlemesi, hem de tonik olarak kullanımı ile zaten mükemmel bir ürü. Diyeceğim tek olumsuz şey bir ara sabah akşam kullandığım zaman özellikle çene ve yanaklarımı biraz kurutmasıydı. 

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Göz Kremlerim


Göz kremi kullanmaya yeni yeni başladım, benim göz kremlerimden beklentim çok fazla değil; iyi nemlendirsin, ileride kırışıklık oluşmasını engellesin ve gözaltımda olan hafif morlukları azaltsın yeter.
Pahalı veya ucuz herhangi bir kremin mucize yaratacağına inanmıyorum. Benimki biraz ilerde kırışıklığın oluşmasını geciktirmek için savaşa erken başlamak. Aslında cilt ile ne kadar uğraşılırsa o kadar bozuluyor, onun için çok fazla farklı ürün kullanmak istemiyordum. Ama maalesef dayanamayıp farklı markalar denemeyi seviyorum.
Günlük rutinimde bu iki göz kremini düzenli kullanmaya çalışıyorum, yaklaşık da 2 aydır kullanıyorum. Gelelim sonuçlarına:
Dermalogica Total Eye Care Göz Kremi:
Bu göz kremi SPF15 koruma faktörlü ve hafif bir rengi var, bu yüzden sadece gündüzleri kullanıyorum. Güzel nemlendiriyor, hafif bir aydınlık veriyor ve göz çevresinde hemen emiliyor. Yapış yağış bir his olmuyor kesinlikle. Biraz renkli bir krem, onun için belki kapatıcı kulllanmama gerek kalmaz diyordum ama sürüldüğü ciltle aynı renk oluyor, bende hiçbir kapatıcılığı olmadı.
Gözaltı morluklarımla ilgili olarak bariz bir fark görmedim. Neyse sonuç olarak iyi nemlendiriyor, bir de çok miktar bile yeterli olduğu için uzun süre yetecek gibi. Dermalogica cilt bakımında güvendiğim bir marka olduğu için bittiğinde tekrar alacağım. Ben amerikadan çok uygun bir fiyata, 25 dolara almıştım, Türkiyede 180tl civarındaymış. Keşke depolasaymışım diyorum.

Biotherm Aquasource Göz Kremi:
Bu kremi Tekin Acardaki satış elemanının gazıyla almıştım. Ben aslında clinique all about eyes alma planıyla gitmiştim ama hemen ensemde satış görevlisinin nefesini hissettim. Satış görevlisi kız, sürekli bilgisayara bakıp bakmadığımı sordu. Evet, işim nedeniyle tüm gün monitöre bakıyorum dedim. Kız belki bu soruyu gelen herkese sorup kahve falı bakan teyzeler gibi kehanetiyle tavlıyordu.. Sonuç? tahmini ile beni de tavladı. Sonra biothermin bu göz kreminin cliniqueden çok daha iyi olduğu ve daha iyi nemlendirdiği konusunda beynimi yedi. Kız o kadar iddialıydı ki, deneyeyim bari dedim.
Neyse, gelelim kreme... Kremin yapısı çok hafif ve çok güzel nemlendiriyor gerçekten. Geceleri kullanıyorum, yatmadan hemen önce sürdüğü kremin hızlıca emilmesi hoşuma gidiyor. Tekin acardaki kız morluklar için de iyi olacağını söylemişti ama olmadı tabi öyle birşey. Yaklaşık 90 tlye almıştım, bitince tekrar alır mıyım emin değilim, aklım Cliniquede kaldı çünkü.


6 Mayıs 2013 Pazartesi

Gratis Takı Kutularım

Gratise her uğradığımda mutlaka ama mutlaka birşey alıp çıkıyorum. Bu sefer kozmetik değil ama gene kokoshca bir alışveriş yaptım. Pin-Up detaylı aksesuarlara bir zaafım var, bu şirin kutuları görünce almadan olmazdı.
İçine küpe, yüzük gibi ıvır zıvırlarımı koydum. Küpelerimin kutuda oradan oraya savrulmasını engellemek için minik bir sünger yerleştirdim içine, küpeleri bu süngere batırarak saklıyorum, kolay kolay dağılmıyorlar. Kutuların fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 5TL civarındaydı.




5 Mayıs 2013 Pazar

Benefit- How To Look The Best At Everything

Benefit kesinlikle ambalajı, harika renkleri ile beni cezbediyor. Kesinlikle daha uygun fiyata muadilleri var. Ayrıca kalite olarak vazgeçilmezim, olmazsa olmazım diyeceğim bir marka değil ama bence The Balm gibi eğlenceli, şık tasarıma sahip bir kozmetik markası.
Türkiyede neredeyse her marka gibi bu da çok pahalıya satılıyor. Ben bunu uygun fiyata amerikada almıştım. Fiyat-performans olarak pahalı bulduğum için Türkiyede sephoralarda önünden geçer geçer ama asla almazdım. Ama işte amerikada neredeyse yarı fiyata bulunca benim de bir Benefitim olsun istedim.
Bu kutunun içinden aslında teker teker de sattığı pudra, fondöten, kapatıcı ve gözenek kapatıcının mini boyları çıkıyor. Böylece ürünlerin tam boylarını almaktansa, mini boylarını seçip hangisini uzun vadede kullanacağıma karar veririm diye düşündüm. İçinde aynası, pudra fırçası ve ürünlerin nasıl kullanılacağını resimle gösteren mini bir kılavuzu var.
3 renk seçeneği var, ben aslında buğday-esmer arasında bir tene sahip olduğum için medium bana uyar diye düşündüm ama çok koyu geldi. Türkiyedekinin aksine amerikadaki sephora çalışanları çok yardımcı ve kesinlikle ensende nefesini hissettirircesine peşinde gezmiyor. Oradaki kızın da yönlendirmesiyle light (açık) olanını aldım.
Şu anda en çok kullandığım boeing kapatıcısı. Bununla ilgili net şunu söyleyebilirim ki bu kapatıcı kesinlikle gözaltı için değil. Çünkü çok yoğun, gözaltına sürerken kırışıklığı olmayan insanda kırışıklık yapar , o derece. Ama ben yüzümdeki mini kusurların, kırmızı veya morumsu ufak lekelerin üzerine fırçayla sürüyorum, leke kapatmada çok iyi.
Pudrası da güzel, ben nemlendirici sürdükten sonra uyguluyorum. Sanki toz fondöten gibi hafif bir kapatıcılığı da var ve yüzü pürüzsüz yapıyor.
Fondötenini henüz denemedim ama tester denediğimde orta bir kapatıcılığı olduğunu görmüştüm.
Benim için en gereksizi porefessional gözenek kapatıcı. Yüzümde gözenek yok ama nasıl birşey diye merakla denedim. İçinden hafif renkli akışkan bir krem çıktı. Yüzümde kadifemsi bir etki bıraktı. Tek başına nemlendirici üzerine sürüp, üzerine bir allık olarak kullanabilirim.
Kısaca bence daha uygun fiyatlı muadilleri varsa bence almaya değmez. İçinde en çok 2 numaralı boeing kapatıcıyı kullanışlı buldum. Ama işte o şirin kutusu ah o oyuncaklı kutusu yok mu... En iyisi testerlarını deneyip deneyip sonra ortamdan hızlıca uzaklaşmak.






Ikea Aksesuarlarım

Makyaja olan ilgim arttıkça, çeşit çeşit fırça almam da arttı maalesef. Yok yanağımın üstüne bu fırça, gözkapağımın dibine o fırça derken bir sürü fırça birikti. 5 dakikalık makyaj yapma maratonlarımda fırçalara kolay erişebilmek için küçük kutular arıyordum. Geçen günlerde ikeaya gittiğimde bu küçük şirin dantel detaylı çiçek saksılarını gördüm ve fırçalarım için ideal göründü. Bir de mum altlığı olarak satılan tabaktan aldım, ona da rujlarımı koydum. Artık makyaj malzemelerim daha derli toplu görünüyor.


3 Mayıs 2013 Cuma

Flormar Mini Refill Spray

Parfümleri çok ama çoook seviyorum. Durum böyle olunca sadece sabahları 1-2 fıs sıkıp çıkmak bana yetmiyor. Hafif, sabunumsu, çiçek veya duru kokuları sevdiğim için de parfümlerim pek kalıcı olmuyor ve gün içerisinde tazelemek istiyorum. Çok şık, tasarım abidesi ama bir yandan da eşek ölüsü gibi ağır olan parfüm şişelerimi yanımda taşımayı sevmediğim için de parfüm keyfimi sadece 3-4 saat çıkarabiliyordum.
Flormardan ilk alışverişim de parfüm yedek şişesi sattığını öğrenmemle olmuş oldu. Benzer şişelerin farklı bir markasına Watsons’da rastlamıştım ama fiyatı 40-50 TL civarındaydı ve bana çok pahalı gelmişti. Flormar’da ise tıpatıp benzerini 12.5 TL’ye bulunca aldım. Şişenin kullanılabilirliği kadar şeklini ve rengini de sevdim. Küçücük bir şişe, her çantaya sığabilir.

Kullanımı çok basit; mini Flormar şişesinin dibindeki ucu, orijinal parfüm şişesinin sprey ucuna takmak gerekiyor. Bunun için önce orjinal şişenin plastik ucu çıkarılacak, sonra da sanki parfüm sıkarmış gibi mini şişeyi itince, parfüm mini şişenin ucuna fıslayarak doluyor.

Flormar standındaki kıza sızdırma olasılığı var mı dedim, böyle bir şey olursa getirin dedi. Bu söze güvenerek aldım, umarım uzun vadede bir sorun çıkarmaz.

Bir de ben içine hep aynı parfümü koymayı düşünmüyorum. Mesela şimdi TommyGirl’ü koydum ama bu bitince VersaceBrightCrystal’i koyacağım. Farklı kokuları koyunca ortaya daha güzel bir koku mu yoksa fiyasko mu çıkacak yaşayıp göreceğim.