29 Ocak 2013 Salı

The Balm Meet Matt(e)




  • Bu far paletini bir ay kadar önce aldım, sürekli kullanıyorum. Benim sevdiğim mat nude tonlar var.
  • Kutu oldukça küçük ama bu benim daha çok hoşuma gitti, elimde 10 yıldır duran farlar var. Belki bunun biraz bitebildiğini görürüm. Kutusu mıknatıslı ve aynalı, içinden bir de fırçası çıkıyor. Fırçasını farı eyeliner gibi sürerken kullandım, fena değildi.%50 Gratis indiriminde sanırım 25 TL civarında almıştım. 
  • Favorim en üstteki 3lü kahve tonları. Ortadaki rengi tüm gözkapağıma sürdükten sonra, en sağdaki koyu kahveyi ya eyeliner fırçası gibi kullanarak kirpik diplerime veya göz çukurunun yukarısına sürüyorum. Kaş altlarına ise en soldaki en açık rengi kullanıyorum.
  • Matz Horowitz ve Matt Schilling renkleri kullanmaya henüz cesaret edemedim. Oldukça kalıcı ve yoğun renk veriyor. Gözkapaklarıma MAC paint pot göz bazı sürüp, üzerine  fardan çok az sürüyorum. 
I met "Meet Matt(e) Eyeshadow Palette" recently and I feel very sory for this late meet, cause I liked the palette so much. 
The palette has nude, matte and useful colors. The palette is coming in a 9 tiny boxes, actually I am not complaining abouts its size because I hate using the same palette for ages. Maybe I can see finally pan of an eyeshadow. The box has its own mirror and  a brush. I used its brush as an eyeliner brush, it was not bad.
My  favourite colors are the top three, I apply Matt Gallagher on my crease, Matt Ramirez or Matt Batali as an eyeliner and Matt Smith under my eyebrow  for highlighting mostly.
I don't have courage enough to use Matz Horowitz and Matt Schilling, honestly I am not a big fan of colorful eyeshadows. 
Meet Matte eyeshadows have very high pigmentation, only a small amount of it is enough to cover all eyes. After using MAC paint pot I apply Meet Matt and it stays all day.
Its price is also very affordable. Buy one Matt, I am sure you will like this handsome guy too.

27 Ocak 2013 Pazar

The Balm Bahama Mama Bronzer

Kozmetik bloglarında merakla izlediğim The Balm markasıyla nihayet Ankara-Tunalı’da Gratis mağazasının açılmasıyla tanışmıştım. Yolum her Tunalıya düştükçe uğrayıp bende olmayan her The Balm ürününü alır oldum.
I met the brand "The Balm" recently and I couldn't resist on trying its different products.
The Balm Bahama Mama Bronzer:







  • Bronzer, mat bir kahve tonunda. Çoğu bronzerlarda olan o turuncu renk yok ki bunu çok sevdim. Bence turuncu çok yapay duruyor ve yüzümü palyaço gibi gösteriyor. 
  • This bronzer has a matt brown color, I really liked this. Most bronzer are orange-coloured, I really hate these orange bronzers becauseI feel like a clown when I apply any orange color on my face
  • Daha önce hiç bronzer kullanmamıştım, denemelerimi ucuz bir bronzerla başlayayım istedim. Ben ilk sürmemde doğru bir şekilde sürmeyi beceremedim, sanki yüzümü kontürlemeden çok kirletmişim gibi hissettim.
  • I never used any bronzer before, for this I reason I want to begin to try with a cheap brand. In my first applications I could not use it right, my face is looked like dirty under my cheeks more than contured.
  • Youtube’da Lisa Eldridge, MichellePhan, londradabirtukkizi gibi  makyözlerin videolarını izleyip tekrar denedim, daha başarılı oldum. Elmacık kemiklerimi çıkaracak şekilde balık gibi avurdumu biraz içeri çekip, elmacık kemiğimin altından başlayıp,şakaklarıma doğru sürdüm.
  • To learn how to apply bronzer I wathed make-up artists' youtube videos, like  Lisa Eldridge, MichellePhan, londradabirtukkizi. Now I can apply better than before. I apply only a small amount of bronzer  from my cheekbones to the temporal bone.

  • Püf nokta fırçayı bronzera hafifçe dokundurup çok az ürün almak, yoksa aşırı bir görüntü oluyor. Amacımız cebren ve hile ile yüzümüzün hattını ortaya çıkarmak.
  • The most important thing is using very little amount of bronzer, else you lose natural look.
  • Bu haftasonu Gratis indiriminde  15TLye aldım, oldukça makul bir fiyat. Bronzerla iyice samimi olursam aklımda Nars-laguna allık/bronzer'ını almak var.
  • Its price  is very affordable and I think it is a good start for new beginners. If my flirting with Balm-Bahama goes well, maybe I'll try Nars-Laguna Bronzer later.

24 Ocak 2013 Perşembe

Down Under Naturals NUDE Şampuan

Down Under Naturals NUDE Şampuan:
Uzun zaman önce Watsons’da boş boş gezerken bu şampuanı gördüm, içinde “doğal”, “natural”, “parabensiz” vs. yazan her şey gibi bu da hemen ilgimi çekti ve attım sepete bir tane. Yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum.
Down Under Naturals NUDE Shampoo:
I am very interested in "natural", "paraben-free", "organic" labeled cosmetic products. When I was hanging around a drugstore just for fun, I encountered this "natural" shampoo and of course bought it. I have been using it almost for a year.

down under naturals sampuan
 
Saçlarım uzun ve ince-normal telli arası olduğu için ince telli saçlar için hacimlendirici olanını ve normal saçlar için olanını dönüşümlü kullanıyorum ve çok memnunum. 
Şampuanın yoğun parfümlü bir kokusu yok, hoş kokulu. 
Ayrıca katkısız, doğal ama iyi de köpürüyor kerata.
Saçlarıma hacim kazandırdı, dökülmeye ve yağlanmaya neden olmadı.

I have long straight hair and sometimes need volumizing effect, so  I tried both "normal hair" and "volumizing" type shampoo and both of them are great. It smells very fresh and its foam is good enough unlike other "natural" shampoos. Its volumizing effect is more than I expected, does not make my hair greasy.

 Down Under Naturals NUDE Saç Kremi:  
Şampuan zannederek yanlışlıkla almıştım. Eve gelip saç kremi olduğunu fark ettiğimde çok üzülmüştüm çünkü saç kremi kullanmam. Yıllar önce bir kuaför saç kremi kullanmayın, iyi bir şey değil diye çok “bilimsel” bir aydınlatma yapmıştı. Ben zaten krem kullanmayı hazzetmediğimden “saç kremi çok kötü bişi”  deyip durdum. Ama sonuçta elimde eşek boy bir saç kremi ile baş başa kalınca, çöpe de atamayacağıma göre denemeye karar verdim.
Her yıkamada değil ama haftada bir veya iki kere kremini kullandım. Korkulacak bir şey yokmuş meğerse. Şampuanın hacim kazandırdığı saçlara, yumuşaklık ve parlaklık sağladı. 
Korktuğum gibi ekstra bir dökülme veya yağlanmaya da neden olmadı.
Down Under Naturals NUDE Hair Conditioner:
I bought my first bottle accidentally, thought that it was shampoo. But when I came home and checked it in shower, I faced with the truth. Yes, it was too late and yes I was very upset. The reason why I so angry and upset was, I was thinking hair conditioners are super super harmful for hair.  But I decided to try once (I don't like waste anything) and I reaaly liked it. It makes my hair very soft and shiny. I am using it once or twice a week,

Fiyatı tam emin olmamakla birlikte, yaklaşık 17TL idi sanırım. Diğer market şampuanlarıyla kıyaslandığında daha pahalı ama ben parabensiz/doğal olsun biraz daha pahalı olsun diyerek almaya devam edeceğim.
Özetle, bu ikili iyi iş çıkardı. Şampuanından memnun olmayanlar veya değişik bir marka denemek
isteyenler bu arkadaşlara bir şans verebilir.

As a conclusion, both conditioner and shampoo did their work well, actually more than I expexted. They are more expensive than other drugstore brands but it worths. My personal approach is paying a little more for good qualified, paraben-free, natural products. If you want to try something different, you can give a chance to these little babies.


22 Ocak 2013 Salı

Parfümlerim: Benim Küçük Tatlı Hazinem



Oldum olası parfümlere, kokulu mumlara, vücut spreylerine, kısaca kokusu beni çeken her şeye büyük bir sevgi besledim. Parfüm satan herhangi bir yerde koluma, boynuma parfüm sıkılmamış bir yer bırakmadan geçmeyenlerdenim.
İç baymayan, taze ve temiz ama karakteri de olan kokuları seviyorum.  Ara ara vanilyalı, tatlı kokularla da flört ediyorum.
Önceleri imza kokum olsun, bir yere girdiğimde benim geldiğim kokumdan anlaşılsın istedim ve hep aynı mükemmel kokuyu kullandım, Chloe EDT’i.
Zamanı gelince tekrar ona dönüp, bir daha başka parfümlere göz ucuyla bakmayacağım. Ama o güne kadar tek bir kokuya bağlanmak olmaz. Kendimi durduracak değilim. Resimden de anlaşıldığı gibi durdurmamışım da zaten:

parfümlerim

Tommy Girl Cologne: Kendimi enerjik ve ferah hissettiren bir çiçek buketi gibi. İçindeki diğer baskın turunçgil kokusu, çiçek buketine heyecan ve neşe katmış. Sanki baharda kıpır kıpır dolaşıyormuş gibi. Harika bir bahar/yaz kokusu.

Chanel Chance Eau Tendre EDT: Karakterli koku diye buna derim, pudramsı. Kışkırtıcı ama zarif. Kullandığım zaman sayesinde iltifat alıyorım. Bu ikinci şişem. Hayatımda hep olacaksın canım benim.

Versace Bright Crystal EDT: Dışının güzelliği içinin güzelliğinden aslında. Şişesi ayrı zarif, kendisi  ayrı. Şişesinden daha büyük kapağıyla sanat eseri gibi bir tasarımı var. Bu parfüm de benim tarzım olan çiçek-meyve karışımı, saf ama seksi bir koku. 5 yıl kadar önce severek kullanmıştım, geçen sene duty freede tekrar denediğimde neden sevmiş olduğumu hatırladım, attım sepete sadık yarimi.

Victoria’s Secret Angel Eau De Parfum: Bu parfümü Amerikada iken almıştım, umarım İstanbul'daki Victoria’s Secret mağazasında da vardır. Tatlı bir koku ama mesela Body Shop’un Vanilla kokusu gibi kurabiye, pasta gibi dolaşmıyorsun. Seksi, iç gıcıklayıcı. Pembe kanatlı şişe tasarımına bayılıyorum. Özellikle kadınlardan çok erkeklerin iltifat ettiği bir koku oldu, bu parfüm ile erkeklerin tatlı kokuları sevdiği gerçeğini bir kez daha gördüm.

Toni-Fruits Pomelo Vanilla EDT: Toni Fruits, Kanada’nın BodyShop’u gibi bir şey. Vanilya ve pomelo denilen ve benim bilmediğim bir meyvenin birleşimi. Vanilyanın keskinliği bu meyvenin tazeliği ile kırılmış. Alalı 3 yıl olmasına rağmen kokusunda bir bozulma olmadığı için kullanmaya devam.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Bitenler #1



Onca para döküp aldığım bir ürünü dibine kadar bitirmek, çöpü boylamasını izlemek neden bu kadar zevk verir çözemedim. 
Sadece nefret ettiklerim değil sevdiklerim bitince de rahatlıyorum, üstelik yerine yenisini koyacağımı bile bile.
Galiba ben bu kozmetik işinin alışveriş kısmına daha bir hastayım. Büyük bir umutla, mucize yaratacağını düşündüğüm krem mucize yaratmadı mı, hoop hemen bitsin diye gözünün içine bakıyorum. Sonra da gelsin sıradaki güzeller.
“project pan”ler veya “bitti kurtuldum”lar aslında alışveriş hastalığının semptomundan başka bir şey değil. Bahanelerim de hep aynı:

  • Amaan 3 günlük dünya, nelere para harcamıyoruz ki, 
  • Bu fara benzer on milyon farım daha var ama bunun da ambalajı çok şirin, 
  • Bu hafta çok çalıştım, yoruldum, kendimi ödüllendireyim.

Böyle diye diye daha çok project pan’ler görür bu kokosh.

Buyrunuz, bunlar da benim dibini parmağımla sıyırdıklarım:

biten kozmetikler

A Scent By Issey Miyake  Florale: Çok hafif, duru bir çiçek kokusu. Yaz, kış kullandım. Amerikada indirimde 40 dolar almıştım. Aldığım markette (Target) ambalajlı satılıyordu ve tester’ı yoktu. Bir parfüm hem Issey Miyake marka hem de çiçek kokusu ise ne kadar kötü olabilir diye aldım. Risk alarak bu güzellikle de tanışmış oldum. Şimdilerde boş şişesini gardrop çekmeceme koydum, kalan birkaç damla parfüm kırıntısı buharlaşıp dolaba sinsin istiyorum.

Neutrogena Mascara: Bunu da Amerikada  bir marketten 7-8 dolar gibi bir paraya almıştım. Kullandığım en iyi rimellerden biriydi diyebilirim. Daha önce clinique kullanmıştım ama neutrogena’nın da ondan geri kalır hiç bir şeyi yoktu, hem de fiyatı çok da uygun. Ne topaklanma oldu ne başka birşey. Doğal, uzun kirpikler yarattı. Zaten ben bu markayı severim, maskarasını ayrı sevdim. Şimdi biten maskaranın fırçasını, makyaj yapmak istemediğim günlerde sadece kirpiklerime şekil versin diye kullanıyorum. Ayrılığımız kolay olmayacak.

Bare Minerals Lip Gloss-Rose: Severek kullandığım, doğal renke bir parlatıcıydı. Kemirgen bir yapıda olduğum için, dudaklarımı ısırırken mümkünse ruj ve glosslar minimum kimyasal içerseler  iyi olur. Bare Minerals da herhalde kozmetik dünyasının en masum markası olduğu tekrar alabilirim.
 
Missha Cleansing Oil: Missha BB Cream aldığımda bunu da temizleyici olarak 50 TL gibi bir fiyata almıştım. Karma ciltli olduğumdan temizleyici olarak yağ kullanmaya önyargılı yaklaşmıştım ama deneyince sevdim. Çok az alıp yüzüme masaj gibi uyguladım ve sonra çok az suyla yine yüzüme masaj yaparak tüm makyajı, BB kremi akıttım ve suyla yüzümü duruladım. 4-5 damla yeterli geldiği için 1 yılda bitti. Missha ürünlerini bulmak kolay olmadığı için bence muadili olan Dermalogica Cleansing Oil ile devam edeceğim.

Neutrogena El Kremi: Denemeyen, kullanmayan yoktur herhalde. Bence en iyi el kremi, kolay emiliyor, rahatsız edici kokusu yok, ellerim uzun süre nemli kalıyor. Bulabilirsem parabensiz bir el kremi denemeyi düşünüyorum, yoksa yine bunu alırım.

Body Shop Kenevir Ayak Kremi: Vay arkadaş bu nasıl kötü bir krem kokusudur. Ayağımı yumuşacık yaptı tamam ama kenevir kokusu da beni hayattan soğuttu. Topuğum taş kesilmedikçe bir daha almam. Bir de daha doğrusu ben bir daha ayak kremi almam. Vücut nemlendiricisini sürerken ayağıma da sürerim, olur biter. Zaten gece kremlenme ritüelimden yatağa zor giriyorum. Yok göz kremi, yok gece kremi, bi de ayak kremiyle uğraşmayayım, merci.

20 Ocak 2013 Pazar

Missha Perfect Cover BB Cream



Missha BB Krem 23 Numara ve 27 Numara ile bir yıl önce bir güzellik salonunda tanışıp, hayran kalmıştım. Artık neredeyse her markanın bir de BB (blemish balm-kusur/leke giderici krem) serisi var. Ben Kore markası olan ve aslında BB kremlerin atası olan Missha BB kremini 1 yıldır düzenli kullanıyorum ve artık bu serüvenimle ilgili yorumlarımı yazmak istedim. Umarım kullanmak isteyenler için faydalı olur.

I first met with Missha BB Cream No:37 and No:27 a year ago in a beauty salon and I was very impressed. Now, almost every brand has a BB (blemish balm) cream in the cosmetic market. I prefer the famous Korean brand Missha, I think it is the ancient of BB creams. I have been using my BB creams for 1 year  regularly, so my flirt with this baby is ended,  it is the right time to write my observations about my faithful relationship with Missha BB cream.
Missha BB Cream, Missha BB Krem

Soldaki resimde Missha BB Krem 23 numarayı elimin üzerine, bileğime kadar sürdüm.
Sağdaki resmi 4-5 dk sonra çektim, krem tenimle bütünleştikten sonra.
23 numaranın grimsi bir rengi var, rengi belli olsun diye elime biraz fazla sürdüm.Yüzüme daha az kullanıyorum, neredeyse bir bezelye kadar ve elimde olduğu kadar gri durmuyor.
In the left shot, I applied Missha BB Cream No:23 from the end of my finger to my wrist. Right shot is atken after 4-5 minutes when the cream is totally absorbed with my skin. No:23 color has a gray tone, in the pictures the gray color is exaggarted, because I used more amount than I used normally to show its effect.
Missha BB Cream, Missha BB Krem


Missha BB Krem 27 numarayı da sağ elime uyguladım. Sürdüğüm andan itibaren tenimle daha uyumlu oldu.
Below, I applied Missha  Cream No: 27.
Missha BB Cream, Missha BB Krem
Artıları:
  • Kapatıcılığı çok iyi. Yüzümdeki güneş ve sivilce lekelerini süper kapattı.
  • Yüzümde sivilce veya alerji yapmadı. Gözenekleri tıkamadı.
  • Kalıcılığından çok memnum kaldım, ben istemedikçe yüzümden çıkmıyor. Yağ formatında bir ön temizleyici (dermalogica pre clean) ile kremi çıkardım.
  • 27 numarası cildimde doğal duruyor, yüzüme sürünce boynuma da sürmem gerekmedi.İlk resimdeki tabakta yatan 23 numarayı 1 yıldır kullanıyorum, hala bitmedi.
  • Çok az bir miktarı yeterli olduğu için uzun süre gidiyor.
  • SPF42 olduğu için yaz için ideal, terden sıcaktan bir fondöten gibi çok etkilenmediğinden, sıcak havalar için ideal.
 Pros:
  •  This cream covers all my blemishes caused by acne and sun damage. I reaaly loved its conceal function.
  • The cream itself did not cause any allergy, reaction or acne.
  • It is standing all day on my face. I used Dermalogica Preclean oil for cleaning.
  • 4-5 minutes after applying, the color is matched with the skin tone and looked very natıral. I even don't need to apply the cream  to mey neck. 
  • Only a little amount, like a pea, is enough to cover all face. I am using the No:23 bottle for almost 1 year and didn't finish yet.
  • It is SPF42, so can be used in summertime. It is not melted like a foundation on face in warm weather.
Eksileri:
  • Buna eksi demek doğru olur mu bilmiyorum ama yüzde mat bir duruşu var. Porselen görünüm için ideal ama yüzüm ışıl ışıl olsun, parlaklık canlılık saçsın istiyorsanız, bunu sağlayacak bir ürün değil. No:23 bende çok mat durdu, bu matlığı kırmak için BB kremin içine biraz YSL touche eclat fondötenimi  karıştırdım. Hem kapatıcılığı mükemmel olan hem de cildimi ışıl ışıl ışıldatan bir karışımım oldu.
  • Cildim karma ama gene de BB krem sürmeden önce (özellikle No:23 olanı için) kuru bölgelerimi iyice nemlendiriyorum yoksa pul pul bir görünüm oluyor.
  • Fiyatı ve ulaşılabilirliği: Geçen sene bir güzellik salonundan yaklaşık 100 TL gibi bir fiyata 23 numarasını satın almıştım.Amerikada olduğum dönem amazon.com’dan aynı kremi 15 dolar gibi bir paraya bulunca kutu kutu hem 23 hem de 27 numarasını aldım.
    Şimdilerde internette missha satan online siteler görüyorum. Elimdekiler bittiğinde, eğer hala mağazalara düşmediyse, bu sitelerden alacağım sanırım. Marketlerde veya kozmetik mağazalarında bulabilmeyi isterdim.
Cons:
  •  Maybe what I' mention is not a big deal for you but this cream has a very matt finish. It is very appropriate for porcelain look, but not for a glowy look. Especially No:23 has more matt finish than No:27. I mix it with my YSL Touche Eclat Foundation in my daily routine to make it a little bit glowy but still a perfect concelea.
  • I have a combination skin, I need to moisturize my dry regions before Missha application, especially when I use No:23. Otherwise, my dry regions flake after BB cream.
  • I bought these babies from amazon for 15 USD. In Turkey, you can buy Missha products from its online site: www.misshashop.net. I plan to buy from this site if I run out of my bottles.
Sonuç olarak,
Missha BB Krem benim için vazgeçilmez bir ürün. Kullanımı pratik olduğu için elim hep ona gidiyor. Kapatıcılığı da çok iyi olduğundan sivilcemin olduğu, yüzümü stresten, el alışkanlığından yolduğum ve iz bıraktığım günler hemen BB ile kapatıp çıkıyorum.

As a conclusion;
Missha BB Cream is now a must-have for me. Its usage is very practical for me than any other foundations, concelears etc. That is why I am using Missha BB cream almost everyday to conceal my acnes and spots.

18 Ocak 2013 Cuma

Burt's Bees Cream-Serum-Lip Balm

Burt's Bees: Arım Balım Peteğim

Yüzüm, gözüm için en iyi kremi bulma serüvenimde Burt's Bees'i denemeden olmazdı. Ben bu seriyi sevdim, parabensiz, doğal olduğu için fütursuzca sürüyorum.
I am still trying to find the best eye and face cream, so I should try Burt's Bees too for my object. I really loved Burt's Bees products and used without any concern because of its paraben-free and natural ingredients.
Burt's Bees krem, serum, lip balm


Burts Bees Dudak Kremi: Bu dudak kremleri, Burt's Bees markasının alameti farikası zaten, iyi ve kalıcı nemlendiriyor. Diğer denediğim markalarda dudaklarım bir süre sonra sürmeden önceki halinden daha kabuk kabuk oluyordu. Bu arkadaşta böyle birşey sözkonusu değil.
En soldaki lip balm, güneş korumalı, SPF8, passionfruit aromalı.  Yalnız birden fazla kat sürülürse dudak beyaz beyaz tabaka oluyor, tek kat yeterli.
Sağdaki Tinted Lip Balm Hibiscus olanı hafif renkli, doğal duruyor, şiddetle tavsiye ederim.
Burts Bees Lip Balms: They are the most popular and famous products of this brand. They moisturize my lips better than any other brands I tried before.
The lip balm in the left has SPF8 and a passionfruit flavor. Apply only one layer, otherwise it will be a white coverage on lips.The lip balm in the right is Tinted Lip Balm Hibiscus, it has a very natural glowy color. I really recommend this one.


Burts Bees Radiance Gündüz Kremi: Yüz kremi hafif, ciltte kolay emiliyor, yapış yapış hissi yok, iyi nemlendiriyor.
 Burts Bees Radiance Day Cream: It is a very light cream and moisturizes  very well my dry regions(cheeks and chin). I use it under my foundation or Missha BB cream.

Burts Bees Radiance Serum:  Bu serum hayatımda kullandığım ilk serum, başka birşeyle kıyaslamayacağım ama serum olayı hoşuma gitti. Su gibi bir formu var, 2 elimin arasında sürtüp biraz ısıtıp yüzüme masaj yaparak sürüyorum. Sadece geceleri kullanıyorum
Burts Bees Radiance Serum  It is the first serum I used in my daily care routine, so I could not make a comparison with any other brand. Its fluidity is like water, doesn't make my face sticky. I apply 2-3 drop of serum in my hands and I warm it a little bit, then I massage the serum over my face from my neck to my forehand. I use it only nights.

Burts Bees Radiance Gece Kremi: Serumun üzerine  sürüyorum. Bana göre biraz yoğun bir yapıda, çok azı yeterli. Biraz fazla sürdüğümde, sabahları yüzümde krem tabakasıyla birlikte güne melaba diyorum.
Burts Bees Radiance Night Cream: I apply night cream after Burts Bees serum. Only a little amount of it is enough for moisturize. If I use more, I say hello to my very shiny and glowy face at morning.

Burts Bees Göz Kremi: Göz kremini de gece kullanıyorum, kullandığım ilk göz kremi kendisi. Gözaltı morluklarımda bir değişim yok ama göz çevresini nemlendirdi. En azından şimdilik hala kaz ayağım yok.
Burts Bees Eye Cream: It is the first eye cream I used, so I could not make a comparison with any other brand. It doesn't make any change on my dark circles, but at least it moisturizes well enough and I still don't have any wrinkle.

Ürünler herhangi bir sivilce, alerji yapmadı bana. Ballı ballı kokusuyla nemlendirdi.Sevdim ben bu amerikalı arıların marifetlerini.

Bu seriyi Amerikada bulunduğum dönemde depolayıp gelmiştim. Orada en pahalısının fiyatı 17 dolar civarıydı ve Kipa, Çağdaş tarzı marketlerinde sürü sepet satılıyordu. Türkiye'de olmayan şampuan, duş jeli gibi başka çeşitleri de vardı hatta.
Boyner'lerde ve bazı eczanelerde gördüm, kremlerin fiyatı 110 TL civarındaydı. Buradan dev fiyat farkına da selam olsun...

These products don't cause any acne, allergy or reaction. I really loved these talented American bees: the huge moisturize effect and also its  intense honey smell. The brand is very natural, paraben-free, does its job well and its price is very affordable when compared with luxury cosmetic brands. I bought them from amazon when I was in United States. The most expensive product (maybe serum) was like 17USD. In Turkey, Burts Bees can be found in Boyner malls or in some pharmacies, but unfortunately it is much more expensive than in US. I hope their prices will be more affordable in Turkey too.

Eyeliner Fırça Temizliği - Eyeliner Brush Cleaner



Eyeliner fırçalarımı pratik bir şekilde temizlemek için sadık dost Bioderma Sensibio H2Odan yardım alıyorum. Biodermanın bu yüz/göz temizleyicisi göz makyajımı güzelce temizlediğine göre aynı şeyi fırçalar için de yapar diye düşündüm.
I use Bioderma Sensibio H20 solution for eye/face make-up remove, I really like its cleaner effect. So I thought I could use it also for my brush cleansing.
1. Önce bir  parça pamuğa Biodermadan döküyorum ve fırçayı pamuğa bastırarak siliyorum.
First I apply 4-5 drops of Bioderma Sensibio H20 to a cotton and I press the brush on the wet cotton.
eyeliner fırçasının temizliği

 2. Fırçayı çok az muslukta suyun altına tutuyorum ve kuruması için masanın kenarına diziyorum.
I wash my eyeliner brush  with water and leave it on the table for drying.

Eyeliner fırçasının temizliği