21 Ocak 2013 Pazartesi

Bitenler #1



Onca para döküp aldığım bir ürünü dibine kadar bitirmek, çöpü boylamasını izlemek neden bu kadar zevk verir çözemedim. 
Sadece nefret ettiklerim değil sevdiklerim bitince de rahatlıyorum, üstelik yerine yenisini koyacağımı bile bile.
Galiba ben bu kozmetik işinin alışveriş kısmına daha bir hastayım. Büyük bir umutla, mucize yaratacağını düşündüğüm krem mucize yaratmadı mı, hoop hemen bitsin diye gözünün içine bakıyorum. Sonra da gelsin sıradaki güzeller.
“project pan”ler veya “bitti kurtuldum”lar aslında alışveriş hastalığının semptomundan başka bir şey değil. Bahanelerim de hep aynı:

  • Amaan 3 günlük dünya, nelere para harcamıyoruz ki, 
  • Bu fara benzer on milyon farım daha var ama bunun da ambalajı çok şirin, 
  • Bu hafta çok çalıştım, yoruldum, kendimi ödüllendireyim.

Böyle diye diye daha çok project pan’ler görür bu kokosh.

Buyrunuz, bunlar da benim dibini parmağımla sıyırdıklarım:

biten kozmetikler

A Scent By Issey Miyake  Florale: Çok hafif, duru bir çiçek kokusu. Yaz, kış kullandım. Amerikada indirimde 40 dolar almıştım. Aldığım markette (Target) ambalajlı satılıyordu ve tester’ı yoktu. Bir parfüm hem Issey Miyake marka hem de çiçek kokusu ise ne kadar kötü olabilir diye aldım. Risk alarak bu güzellikle de tanışmış oldum. Şimdilerde boş şişesini gardrop çekmeceme koydum, kalan birkaç damla parfüm kırıntısı buharlaşıp dolaba sinsin istiyorum.

Neutrogena Mascara: Bunu da Amerikada  bir marketten 7-8 dolar gibi bir paraya almıştım. Kullandığım en iyi rimellerden biriydi diyebilirim. Daha önce clinique kullanmıştım ama neutrogena’nın da ondan geri kalır hiç bir şeyi yoktu, hem de fiyatı çok da uygun. Ne topaklanma oldu ne başka birşey. Doğal, uzun kirpikler yarattı. Zaten ben bu markayı severim, maskarasını ayrı sevdim. Şimdi biten maskaranın fırçasını, makyaj yapmak istemediğim günlerde sadece kirpiklerime şekil versin diye kullanıyorum. Ayrılığımız kolay olmayacak.

Bare Minerals Lip Gloss-Rose: Severek kullandığım, doğal renke bir parlatıcıydı. Kemirgen bir yapıda olduğum için, dudaklarımı ısırırken mümkünse ruj ve glosslar minimum kimyasal içerseler  iyi olur. Bare Minerals da herhalde kozmetik dünyasının en masum markası olduğu tekrar alabilirim.
 
Missha Cleansing Oil: Missha BB Cream aldığımda bunu da temizleyici olarak 50 TL gibi bir fiyata almıştım. Karma ciltli olduğumdan temizleyici olarak yağ kullanmaya önyargılı yaklaşmıştım ama deneyince sevdim. Çok az alıp yüzüme masaj gibi uyguladım ve sonra çok az suyla yine yüzüme masaj yaparak tüm makyajı, BB kremi akıttım ve suyla yüzümü duruladım. 4-5 damla yeterli geldiği için 1 yılda bitti. Missha ürünlerini bulmak kolay olmadığı için bence muadili olan Dermalogica Cleansing Oil ile devam edeceğim.

Neutrogena El Kremi: Denemeyen, kullanmayan yoktur herhalde. Bence en iyi el kremi, kolay emiliyor, rahatsız edici kokusu yok, ellerim uzun süre nemli kalıyor. Bulabilirsem parabensiz bir el kremi denemeyi düşünüyorum, yoksa yine bunu alırım.

Body Shop Kenevir Ayak Kremi: Vay arkadaş bu nasıl kötü bir krem kokusudur. Ayağımı yumuşacık yaptı tamam ama kenevir kokusu da beni hayattan soğuttu. Topuğum taş kesilmedikçe bir daha almam. Bir de daha doğrusu ben bir daha ayak kremi almam. Vücut nemlendiricisini sürerken ayağıma da sürerim, olur biter. Zaten gece kremlenme ritüelimden yatağa zor giriyorum. Yok göz kremi, yok gece kremi, bi de ayak kremiyle uğraşmayayım, merci.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder