28 Kasım 2013 Perşembe
Arko Nem El Kremi
Kasim Ayi Favori Ojelerim
24 Ekim 2013 Perşembe
Clinique Chubby Stick
30 Ağustos 2013 Cuma
Vazgecilmez Manikur Yardimcilari
29 Ağustos 2013 Perşembe
Yaz Bitti, Ürünler de
Avene After Sun Krem: Avene’in aldığım 3lü krem seti içinden çıktı. Daha önce hiç after sun kullanmamıştım, onun için bir beklentim de yoktu. Ama bunu kullandıktan sonra after sun olayını sevdim, artık yaz tatillerinde veya şehirde güneşe maruz kaldıktan sonra after sun vazgeçilmezim olacak. Bunu deniz tatilinde bolca kullandım. Çok sıvı kıvamda ve hemen emiliyor, yapış yapış kalmıyor. Hafif bir nemlendirici etkisi var. Buzdolabında saklayarak, soğuk soğuk kullandım, ferahlatıcı bir etkisi de oldu. Bir de bronzluğu koruduğu söyleniyor ama ben zaten çok hafif bronzlaşmayı sevdiğim için bu özelliğine çok dikkat etmedim.
Bepanthol Body Lotion: Bu kremin yoğun ama yapış yapış olmayan nemlendiriciliğine bayılıyorum. Kokusuz, süssüz püssüz, net bir krem. Kesinlikle her zaman alırım ve değiştirmeyi düşünmüyorum. Ama arada başka kremlerin kokusuna, rengine, ambalajına dayanamayıp aldattığım oluyor. Fiyatı bence biraz fazla, 20 TLnin biraz üzerinde. Genelde indirimde rastlarsam alıyorum.
Bath and Body Works Moonlight Path Body Lotion: İşte kokusuna vurularak aldığım bir vücut nemlendiricisi, hem çok güzel bir nemlendirici hem de kokusu harika. Amerikada uygun bir fiyata almıştım ama Türkiyedeki fiyatlar bence abartılı olduğu için ancak yüce bir indirimde tekrar alırım.
Clinique Dramatically Different Moisturizing Emulsion: Kullanırken çok hoşuma gitmişti ve ama şimdi Dermalogica’nın nemlendiricisini kullanıyorum ve yüzümü çok daha iyi nemlendirdiğini farkettim. Bu yüzden bir daha almayı düşünmüyorum.
Elizabeth Arden 8hour krem: Bunu da amerikadan çok ucuza almıştım. Çok ferah kokulu, hafif, güzeldi ama Türkiyede 2-3 katına satıldığı için bir daha almayı düşünmüyorum.
Bliss The Youth Yüz kremi: Bunu amerikada sephorada tester olarak vermişlerdi. Güzel nemlendiriyor fakat çok ağır, bitkisel bir kokusu var.
Anti parantez olarak, Türkiyede sephora, tekin acar tarzı yerlerde böyle tester’lar maalesef sadece satıcıların tanıdığı, yağlı müşteri kıvamındaki kadınlara gani gani yağdırılıyor. Ben bu zamana kadar daha hiç tester falan alamamışımdır. Hatta bazen mesela kasada iken dikkatimi çekiyor, yanımdaki hatundan daha fazla ürün almışım, ama ona tester yağdırılırken bana verdikleri sadece kredi kartım ve ürün fişim oluyor.
Ama amerikada belli bir ücretin üzerinde alışveriş yapan herkese hediye veriliyor. Mesela 20 dolar üzerine lipbalm, 30 dolar üzerine krem…şeklinde. Bence çok daha adaletli bir sistem. Böylece satış görevlisinden 2 kıytırık tester almak için onun kalbini fethetmeye gerek kalmıyor.
Zaten niyeyse bana hep kıl, bilgisiz ve dibimden bir an ayrılmayan satış görevlisi denk geliyor. Onun için Gratis, Watsons tarzı yerlerde alışveriş yapmayı çok daha seviyorum. Her neyse…
Helena Rubinstein Mascara:Arkadaşımın tavsiyesiyle almıştım. Dünyanın parasını vermiştim ama hiç de memnun kalmadım, fiyatına göre çok sıradan. Bir daha almayı düşünmüyorum.
Burt’s Bees Tinted Lip Balm: Mükemmel bir lip balm, hem hafif renklendiriyor, hem çok güzel nemlendiriyor, hem de doğal içerikli. Biitkçe alırım ki ben bunu.
23 Temmuz 2013 Salı
Watsons, Gratis Alışverişi
18 Temmuz 2013 Perşembe
Rebul Kolonyasi
Bir Watsons alışverişinde kasada minnoş minnoş şişelerde Rebul kolonyası görünce, hemen mandalina kokulusunu kaptım. Çok hafif, sade, sanki bir kasa dolusu mandalina kokusu.
Alışverişe, spora falan giderken, parfüm kullanmadığım zamanlar yanıma alıyorum. Ellerime ve kulak arkasına sürüyorum.
Başka 2-3 çeşidi vardı, biri lavanta, biri de fresh bir kokuydu sanırım ama ben hiçbirini mandalina kokusu kadar sevmedim. Fiyatı da 2 TL civarıydı.
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Urban Decay Naked Basics Far Paleti
Urban decay naked2 paletinin hastası çok olsa da ben bu paleti daha çok sevdim, çünkü naked ve naked2'dan farklı olarak bu paletteki tüm farlar mat yapıda.
Bej ve açık tonları tüm gözkapağıma uyguluyorum. Kahve tonları da gölgelendirme için kullanıyorum. Gölgelendirme için kullandığım rengi eyeliner fırçası ile göz kalemi gibi göz diplerime sürüyorum. En sağdaki siyah farı da yine eyeliner fırçası ile gözkapağıma eyeliner gibi çekiyorum. Sonuç hafif ve gölgeli bir göz makyajı.
Göz bazı olarak Mac painterly pot sürüyorum öncesinde ve makyajım gün boyu kalıyor. Benim gibi mat renklerin hastasıysanız denemenizi öneririm.
9 Temmuz 2013 Salı
The Balm Shelter Tinted Gloss
20 Haziran 2013 Perşembe
Seyahat Çantam
17 Haziran 2013 Pazartesi
Bitenler #2
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Bath and Body Works Alışverişim
Gratis Alışverişim
Yüz Temizleme Rutinim
8 Mayıs 2013 Çarşamba
Göz Kremlerim
Göz kremi kullanmaya yeni yeni başladım, benim göz kremlerimden beklentim çok fazla değil; iyi nemlendirsin, ileride kırışıklık oluşmasını engellesin ve gözaltımda olan hafif morlukları azaltsın yeter.
Pahalı veya ucuz herhangi bir kremin mucize yaratacağına inanmıyorum. Benimki biraz ilerde kırışıklığın oluşmasını geciktirmek için savaşa erken başlamak. Aslında cilt ile ne kadar uğraşılırsa o kadar bozuluyor, onun için çok fazla farklı ürün kullanmak istemiyordum. Ama maalesef dayanamayıp farklı markalar denemeyi seviyorum.
Günlük rutinimde bu iki göz kremini düzenli kullanmaya çalışıyorum, yaklaşık da 2 aydır kullanıyorum. Gelelim sonuçlarına:
Dermalogica Total Eye Care Göz Kremi:
Bu göz kremi SPF15 koruma faktörlü ve hafif bir rengi var, bu yüzden sadece gündüzleri kullanıyorum. Güzel nemlendiriyor, hafif bir aydınlık veriyor ve göz çevresinde hemen emiliyor. Yapış yağış bir his olmuyor kesinlikle. Biraz renkli bir krem, onun için belki kapatıcı kulllanmama gerek kalmaz diyordum ama sürüldüğü ciltle aynı renk oluyor, bende hiçbir kapatıcılığı olmadı.
Gözaltı morluklarımla ilgili olarak bariz bir fark görmedim. Neyse sonuç olarak iyi nemlendiriyor, bir de çok miktar bile yeterli olduğu için uzun süre yetecek gibi. Dermalogica cilt bakımında güvendiğim bir marka olduğu için bittiğinde tekrar alacağım. Ben amerikadan çok uygun bir fiyata, 25 dolara almıştım, Türkiyede 180tl civarındaymış. Keşke depolasaymışım diyorum.
Biotherm Aquasource Göz Kremi:
Bu kremi Tekin Acardaki satış elemanının gazıyla almıştım. Ben aslında clinique all about eyes alma planıyla gitmiştim ama hemen ensemde satış görevlisinin nefesini hissettim. Satış görevlisi kız, sürekli bilgisayara bakıp bakmadığımı sordu. Evet, işim nedeniyle tüm gün monitöre bakıyorum dedim. Kız belki bu soruyu gelen herkese sorup kahve falı bakan teyzeler gibi kehanetiyle tavlıyordu.. Sonuç? tahmini ile beni de tavladı. Sonra biothermin bu göz kreminin cliniqueden çok daha iyi olduğu ve daha iyi nemlendirdiği konusunda beynimi yedi. Kız o kadar iddialıydı ki, deneyeyim bari dedim.
Neyse, gelelim kreme... Kremin yapısı çok hafif ve çok güzel nemlendiriyor gerçekten. Geceleri kullanıyorum, yatmadan hemen önce sürdüğü kremin hızlıca emilmesi hoşuma gidiyor. Tekin acardaki kız morluklar için de iyi olacağını söylemişti ama olmadı tabi öyle birşey. Yaklaşık 90 tlye almıştım, bitince tekrar alır mıyım emin değilim, aklım Cliniquede kaldı çünkü.
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Gratis Takı Kutularım
İçine küpe, yüzük gibi ıvır zıvırlarımı koydum. Küpelerimin kutuda oradan oraya savrulmasını engellemek için minik bir sünger yerleştirdim içine, küpeleri bu süngere batırarak saklıyorum, kolay kolay dağılmıyorlar. Kutuların fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 5TL civarındaydı.
5 Mayıs 2013 Pazar
Benefit- How To Look The Best At Everything
Türkiyede neredeyse her marka gibi bu da çok pahalıya satılıyor. Ben bunu uygun fiyata amerikada almıştım. Fiyat-performans olarak pahalı bulduğum için Türkiyede sephoralarda önünden geçer geçer ama asla almazdım. Ama işte amerikada neredeyse yarı fiyata bulunca benim de bir Benefitim olsun istedim.
Bu kutunun içinden aslında teker teker de sattığı pudra, fondöten, kapatıcı ve gözenek kapatıcının mini boyları çıkıyor. Böylece ürünlerin tam boylarını almaktansa, mini boylarını seçip hangisini uzun vadede kullanacağıma karar veririm diye düşündüm. İçinde aynası, pudra fırçası ve ürünlerin nasıl kullanılacağını resimle gösteren mini bir kılavuzu var.
3 renk seçeneği var, ben aslında buğday-esmer arasında bir tene sahip olduğum için medium bana uyar diye düşündüm ama çok koyu geldi. Türkiyedekinin aksine amerikadaki sephora çalışanları çok yardımcı ve kesinlikle ensende nefesini hissettirircesine peşinde gezmiyor. Oradaki kızın da yönlendirmesiyle light (açık) olanını aldım.
Şu anda en çok kullandığım boeing kapatıcısı. Bununla ilgili net şunu söyleyebilirim ki bu kapatıcı kesinlikle gözaltı için değil. Çünkü çok yoğun, gözaltına sürerken kırışıklığı olmayan insanda kırışıklık yapar , o derece. Ama ben yüzümdeki mini kusurların, kırmızı veya morumsu ufak lekelerin üzerine fırçayla sürüyorum, leke kapatmada çok iyi.
Pudrası da güzel, ben nemlendirici sürdükten sonra uyguluyorum. Sanki toz fondöten gibi hafif bir kapatıcılığı da var ve yüzü pürüzsüz yapıyor.
Fondötenini henüz denemedim ama tester denediğimde orta bir kapatıcılığı olduğunu görmüştüm.
Benim için en gereksizi porefessional gözenek kapatıcı. Yüzümde gözenek yok ama nasıl birşey diye merakla denedim. İçinden hafif renkli akışkan bir krem çıktı. Yüzümde kadifemsi bir etki bıraktı. Tek başına nemlendirici üzerine sürüp, üzerine bir allık olarak kullanabilirim.
Kısaca bence daha uygun fiyatlı muadilleri varsa bence almaya değmez. İçinde en çok 2 numaralı boeing kapatıcıyı kullanışlı buldum. Ama işte o şirin kutusu ah o oyuncaklı kutusu yok mu... En iyisi testerlarını deneyip deneyip sonra ortamdan hızlıca uzaklaşmak.
Ikea Aksesuarlarım
3 Mayıs 2013 Cuma
Flormar Mini Refill Spray
Flormardan ilk alışverişim de parfüm yedek şişesi sattığını öğrenmemle olmuş oldu. Benzer şişelerin farklı bir markasına Watsons’da rastlamıştım ama fiyatı 40-50 TL civarındaydı ve bana çok pahalı gelmişti. Flormar’da ise tıpatıp benzerini 12.5 TL’ye bulunca aldım. Şişenin kullanılabilirliği kadar şeklini ve rengini de sevdim. Küçücük bir şişe, her çantaya sığabilir.
Kullanımı çok basit; mini Flormar şişesinin dibindeki ucu, orijinal parfüm şişesinin sprey ucuna takmak gerekiyor. Bunun için önce orjinal şişenin plastik ucu çıkarılacak, sonra da sanki parfüm sıkarmış gibi mini şişeyi itince, parfüm mini şişenin ucuna fıslayarak doluyor.
Flormar standındaki kıza sızdırma olasılığı var mı dedim, böyle bir şey olursa getirin dedi. Bu söze güvenerek aldım, umarım uzun vadede bir sorun çıkarmaz.
Bir de ben içine hep aynı parfümü koymayı düşünmüyorum. Mesela şimdi TommyGirl’ü koydum ama bu bitince VersaceBrightCrystal’i koyacağım. Farklı kokuları koyunca ortaya daha güzel bir koku mu yoksa fiyasko mu çıkacak yaşayıp göreceğim.
24 Nisan 2013 Çarşamba
Nars Allıklarım
Bir gün Sephorada Nars Amour'u denedim ve onu da çok beğendim. Esmer olduğum için orgasm'a göre daha çok belli oldu ama ışıltısı orgasm'a göre daha az. Her yanak için fırçamı allığa sadece 1 kez hafifçe dokunduruyorum ve elmacık kemiğimin üzerinden şakağıma doğru dağıtarak uyguluyorum.
Kalıcılığına gelirsek; ben sürekli olarak elini yüzünde gezdiren, özellikle işte stresliyken yüzünü yolmadan duramayan biri olduğum için allık da bana 3-4 saat dayanıyor ve öğle aralarında bazen tazelemek ihtiyacı duyuyorum.
27 dolara almıştım, sephoralarda sanırım 70 tl civarı.
Renkleri, ambalajı, kalitesiyle bu allık övgüyü hakediyor, tavsiye ederim.
23 Nisan 2013 Salı
Gündüz Kremi/Gece Kremi Rutinim
Aslında benim cildim karma: yanaklarım göz çevreme yakın bölgeler kuru, alnım ve çenem ise yağlanmaya müsait. Yani krem benim için uygun ama ben ne kadar kuru alanlarım olsa da hep hafif kremler kullanmaya alışkın olduğum için bu kreme önce önyargıyla yaklaştım.
Ancak krem kesinlikle ağır gelmedi, sabahları Missha BB krem altına veya Missha BB ile karıştırarak kullanıyorum. Böylece Missha'nın yüzümün nemsiz bölgelerinde pul pul görünmesini de engelliyor. Geceleri de yüzümü temizledikten sonra sürüyorum. Yüzümü yumuşacık yapıyor. Nemlendirme dışında başka bir etkisi (lekelerin azalması, daha canlı bir cilt, kısaca her kremden beklediğim mini mucizeler) olmadı bende. Ama krem görevini yerine getirdi: kuru olan bölgelerimi nemlendirdi, yağlı/normal olan bölgelerimi ise ekstradan yağlandırmadı. Severek kullanıyorum, bitince yenisini alabilirim.
Elizabeth Arden 8 hour Cream ise Amerikada iken çok ucuza bir markette bulduğum için aldığım bir kremdi. Bu krem özellikle amerikada çok ünlü, 8 saat boyunca koruma vaadediyor ve ciltteki yaraları, izleri tedavi edici özelliğinden bahsediliyor. Krem oldukça hafif ve çok güzel kokuyor. Kış aylarında yine tek başına veya Missha BB ile karıştırarak kullandım. Bahar ve yaz ayları için 15spf yeterli olmayacağı için tek başına kullanmayı düşünmüyorum. Ben 10 dolar gibi uygun bir fiyata bulmuştum ama bildiğim kadarıyla burada fiyatı oldukça yüksek. Yurtdışında o kadar ekonomik fiyata aldıktan sonra bir daha hakettiğin daha fazlasını harcamam gibi geliyor. Gerçi maalesef Türkiyede neredeyse tüm markalar yurtdışındakinin 2-3 katı. Elimdeki bu krem bitince yerine Avene ya da La Roche Posay'ın SPFli kremlerini almayı düşünüyorum. Güneş iyice ortaya çıkmışken Avene'in 50 spfli kremini alırım herhalde.